Translate

Entler Ve Ent Hanımları Hakkında

Entler Ve Ent Hanımları Hakkında

Ent

Tolkien gibi bir ağaç severin evreninde, ormanın koruyucuları elbette olacaktı. Ama kim? Kimseyi düşünmeyen Tom Bombadil mi?, ormanları katleden Cüceler ve Orklar mı?, ormanlara önem vermeyen İnsanlar mı?, her an Valinor'a geri gidebilecek, büyüleriyle ormanı şekillendiren Elfler mi? Hayır, bunun cevabı Entler. Ağaçgüderler. Ama, ne olmuştu Entlere? Ent-hanımlar neden terk etmişti onları? Hadi tahmin etmesi kolay ve aslında mantıklı nedenleri sıralayalım:

İlgisiz eşler - Sonsuz ömrün verdiği bir rahatlama - Ormanların gittikçe küçülmesi ve başka diyarlar hakkında hikayeler

Evet, aslında Ent-hanımlarının gitmelerinin nedeni tam olarak da budur. Büyücülerin ve başka diyarların hikayelerini dinleyip bazı şeylere Entlerden daha meraklı olan Enthanımlar, bildiğimiz kadarıyla başta Shire sınırındaki Buckland'a, buradaki ormanlara göç etmişlerdir. Burada tarlalara merak sarıp, topraktan büyüyen şeylere aşık olmuşlardır.

Üçüncü Çağ’ın sonunda kısa bir süre sahne alan Entler, ancak her şeylerini kaybedince Ent-hanımlarını bulabilecekler denir. Ama 4. Çağ başında, ne bütün ormanlar yok edilmiş, ne de Arda’nın sonu gelmiş durumdadır. İnsanların hüküm yılları sürmektedir. Her şeyi sona erdirecek nihai savaşın ardından, Güneş sönüp yıldız ışıkları kaldığında, sessiz ve hareketsiz duran Orta Dünya’da, son dansı takat kalmamış dallarını birbirine dolayarak yapmak üzere buluşacaklardır, kim bilir...

Ent:
Bahar kayın yaprağını açıp özsuyu yürüdüğünde dala;
Işık vahşi ormandaki dereye vurup rüzgar vardığında yamaca;
Adımlar uzun, nefesler derin, dağ havası keskinken tam,
Geri dön bana! Geri dön! Söyle, güzel değil mi ülkem!

Ent-hanım:
Bahar gelince bahçeye, kıra, mısır yapraklanınca;
Meyve bahçesinde tomurcuklar parlak kar gibi açınca;
Yağmur ve güneş doldurunca hoş kokularla yeryüzünü,
Kalırım burada, dönemem sana, benim ülkem de güzel çünkü!

Ent:
Yaz dünyaya yayıldığında, altın rengi bir öğlen vakti
Uyuyan yaprakların çatısı altında, açılır ağaçların düşleri;
Rüzgar Batı'dayken, yeşil ve serinken orman sarayları,
Geri dön bana! Geri dön! Kabul et, en güzel ülke benimki!

Ent-hanım:
Yaz gelip ısıtınca dalındaki meyveyi, kahverengiye çalınca yemiş;
Saman altın rengi, başaklar beyaz, hasat köye gelmiş;
Bal dökülmüş, elma olgun, rüzgar Batı'da da olsa
Benim ülkem en güzeli, kalırım burada güneşin altında!

Ent:
Kış gelince hiç acımaz, katleder tepeyi, ormanı;
Devrilir ağaç, yıldızsız gece yutar güneşsiz günü;
Rüzgar ölümcül Doğu'dan eser; bense acı yağmurun altında
Seni ararım ,sana seslenirim, geri dönerim sana!

Ent-hanım:
Kış gelip de şarkı susunca, çökünce karanlık sonunda;
Çıplak dal kırılıp, işler bitip, ışık solduğunda;
Ararım seni, beklerim seni, yollarımız rastlaşana dek yeniden;
Düşeriz yollara birlikte, acı yağmur yağarken!

Birlikte:
Batı'ya olan o yola düşeceğiz birlikte,
Bir ülke bulacağız uzaklarda, gönüllerimizi huzura erdirmeye!
Orta Dünya'da Yaşayan Hür Halklar Kimlerdir?

Orta Dünya'da Yaşayan Hür Halklar Kimlerdir?


İlk önce İluvatar'ın ilk çocukları olarak adlandırılan ölümsüz Elfler yaratıldı.


Cüceler ise Aule tarafından Elflerden önce yaratıldı ancak Eru'dan izinsiz olarak yaratıldıkları için Eru ilk başta öldürmeye karar verdi. Fakat sonrasında onlara acıdı ve Elflerin Uyanışına kadar cüceleri Orta Dünya'nın ücra bir köşesinde taş sandıklara kapattı. Elfler'in Uyanışından sonra Cüce ırkı uyandı. 


Cücelerden binlerce yıl sonra Sondoğanlar olarak bilinen İnsan ırkı yaratıldı. Orta Dünya'da bu ırklar dışında ikincil ırklarda vardır. Örneğin; Ejderhalar, kartallar vb.


Cücelerin Yaratılışı

Cücelerin Yaratılışı


Derler ki, Cüceleri Orta Dünya'nın karanlığından yaratıp ortaya çıkaran Aule idi. Öyle bir arzuyla bekliyordu ki Çocukların gelişini, ilmini ve zanaatlarını öğretip göstereceği için onlara, Illuvatar'ın tasarılarının tamamlanmasını bekleyemedi. Ve cüceleri yapmaya girişti, tıpkı bugün göründükleri gibilerdi ilk yaratıldıklarında da, çünkü kestiremedi Aule Çocukların boyutlarını ve şekillerini, üstelik Melkor'un gücü de kasıp kavuruyordu o vakitler Yeryüzünü hala; işte bu yüzden, onların önce güçlü ve direngen olmalarını diledi. Fakat, öteki Valar'ın yaptığı işi kınamalarından korkup, gizli tuttu bu meseleyi ve Orta Dünya'daki dağların altındaki bir yerde yarattı Cücelerin Yedi Atası'nı. Illuvatar biliyordu olup bitenleri ve Aule'nin yaratısı tamamlandığı anda da haberi oldu. Memnundu Aule ortaya çıkandan; Cüceler için icat ettiği dille başladı hemen eğitime; derken, Illuvatar konuştu onunla, Aule onun sesini duyunca sessizliğe gömüldü. Ve Illuvatar'ın sesi şöyle buyurdu kendisine: "Neden yaptın bu işi? Neden teşebbüs ettin böylesi bir işe; bilirsin ki aşar bu iş kuvvetini de, salahiyetini de katbekat. Sunduğum ihsan yalnız kendi nefsin içindir, ötesi yok; öyleyse elinin ve zihninin can verdiği bu yaratıklar ancak senin varlığınla hayatta kalabilir, aklından  hareket ettiklerini geçirirsen adım atar, aklın başka yere kaydığı anda öylece kalakalırlar; bu mudur arzun, bu mudur dileğin?"


Şöyle yanıt verdi Aule: "Arzum değildi böylesi bir hakimiyet. Benden başka şeylerin varlığını arzuladım, onları sevmeyi ve öğretmeyi, benimle birlikte onlar da görebilsinler diye Ea'nın güzelliğini, o Ea ki varlığının sebebi sizsiniz. Arda'da dirlik ve neşe içinde bulunacak pek çokları için bol bol yer var gibi geliyor bana, lakin pek çok yeri hala ıssız ve sessiz. Sabırsızlığım sürükledi beni deliliğe. Fakat söylemem lazım ki kendi yaratılışımdan beri kalbimdedir yaratma hevesi ve aklı kıt bir çocuk babasının işlerini kendisine oyun ederken, babası ile alay etmeyi bir an dahi düşünmez, yalnızca babasının oğlu olduğu için yapar tüm bu şeyleri. Peki, ne yapıp da önleyeyim kalbinde sonsuza dek bana karşı bir öfke beslemeni? Bir evlat olarak, senin bana verdiğin bu ellerle yaptım bu şeyleri sunuyorum sana, kabul edersen. Dilediğince senindir onlar, her ne yapmak istersen. Yoksa uygun olan, haddimi aşıp da becerdiğim bu işi kendi ellerimle yok etmem midir?"


Aule bu sözlerinin ardından eline koca bir tokmak alıp Cücelerin tepesine indirmeye davrandı, fakat gözünden de yaş aktı. Lakin Illuvatar, alçakgönüllü davranan Aule'ye ve arzusuna merhamet gösterdi. Cüceler tokmaktan korkup kaçtılar ve başlarını eğip Illuvatar'dan aman dilediler. Illuvatar'ın sesi şöyle buyurdu Aule'ye: "Daha ağzından çıkarken önerin kabulümdü zaten. Görmüyor musun, artık kendi hayatlarına sahip olduklarını ve kendi sesleri ile konuştuklarını? Korkarlar mıydı yoksa senin darbenden, yahut vereceğin bir emirden?" Aule memnuniyetle indirdi tokmağını ve; "Eru bu yaptığımı kutsasın ve onarsın gediklerini!" diyerek şükranlarını sondu Illuvatar'a. Buna karşılık bir kez daha konuştu Illuvatar ve şöyle dedi: "Dünya'nın başlangıcında Ainur'un düşüncelerine varlık bahşettiğim gibi, şimdi de senin arzunu kabul edip  bir yer sunuyorum ona orada; bir çivi bile çakmıyorum ellerinle yaptığın bu işlere, senin yarattığın gibi kalacaklar bundan böyle de. Ama onların benim tasarım olan ilkdoğanlardan önce gelmelerine müsaade edecek değilim, zira bu, senin sabırsızlığının ödüllendirilmesi anlamına gelir. Şimdilik, taşların altında karanlıkta uyuyacaklar ve ilk doğanlar Dünya üzerinde gözlerini açmadan da peydah olmayacaklar, o vakte dek sen de onlarla birlikte bekleyeceksin, ne kadar uzun gelirse gelsin.  Fakat zamanı geldiğinde uyandıracağım onları ve onlar senin çocukların gibi olacaklar ve sık sık husumet doğacak seninkiler ve benimkiler arasında, kabullenişimin çocuklarıyla ve seçimlerimin çocuklarıyla." 


Bundan sonra Aule Cücelerin Yedi Atası'nı aldı ve dinlenmeleri için uzakta onlara ayrılmış yerlerine yatırdı. Sonra Valinor'a dönüp, uzun yıllar boyunca bekledi. Melkor'un hüküm sürdüğü devirlere denk geldikleri için, Aule onları dayanacak güçte yaratmıştı. Bu yüzden kaya kadar sert, inatçı, arkadaşlıkta da hasımlıkta da aceleciydiler ve bütün diğer konuşan halklara göre, her türlü zahmete, açlığa ve yaraya daha fazla mukavemetleri vardı ve sonsuza dek olmasa bile, İnsanlara biçilmiş ömürden çok çok daha uzun yaşarlardı. Evvel zamanda, Orta Dünya'nın Elfleri, Cücelerin öldükten sonra hamurlarında olan toprağa ve taşa dönüşeceklerine inanırlardı, ama Cüceler yüz vermezlerdi bu inanışa. Çünkü onlara göre, Yapıcıları Aule, onların söyleyişiyle Mahal, onların gözetir ve öldükten sonra onlara ayrılmış bir salonda, Mandos'ta toplardı hepsini; çünkü Aule, onların kadim Atalarına, Son geldiğinde, Illuvatar'ın Cüceleri de kutsayıp  Çocuklar arasında bir yer vereceğini bildirmişti. Sonradan onların ödevi Aule'ye hizmet etmek ve Son Muharebe'nin ardından Arda'nın yeniden bayındır kılınmasında ona yardım sunmak olacaktı. Ve bir de derler ki, Cücelerin Yedi Atası yeniden soydaşları arasında yaşamak ve bir kez daha kadim adlarını taşımak üzere geri döneceklerdi: Akıp giden çağlarda Cüceler arasında şanı sürüp giden Durin'di, Elflere dostça muamele eden, malikanesi Khazad-dum'da olan bu soyun babası Durin.


Aule Cüceleri yaratmaya giriştiği sırada yaptıklarını diğer Valar'dan sır gibi sakladı, fakat sonunda zihnini Yavanna'ya açıp açıp olan biten ne varsa hepsini  anlattı ona. Yavanna öğrendiğinde şunu söyledi: "Eru affedicidir. Şimdi görüyorum ki kalbin neşeyle doldu, varsın dolsun, çünkü yalnız bağışlanma değil, cömertlik de sunuldu sana. Ancak bütün bu işler bir yere varıp da tatlıya bağlanmadan evvel bana haber etmediğin için, senin çocukların benim sevgimle yarattığım şeylere pek az sevgi duyacaklar. Evvel kendi ellerinin yarattığını sevecekler, tıpkı babaları gibi. Dünyayı kazıp, altını üstüne getirecekler, dünya üzerinde yetişip yaşayan şeylerin iyiliği umurlarında olmayacak. Pek çok ağaç tadacak onların acımasız demirinin darbesini." 

kaynak: ortadunyakapisi.blogspot.com

Orklar Kimdir? Nedirler?

Orklar Kimdir? Nedirler?

Ork'lar

Orklar, Morgoth, Saruon ve Saruman'a hizmet eden Orta-Dünya'da yaşayan kötü varlıklardır. Orklar insan şeklinde tanımlanır, aşağı yukarı normal bir insan büyüklüğüne sahiptirler, çirkin ve pis. Normal bir zekaya sahip olmalarına rağmen, kaba bir tabirle mat ve sefil varlıklar olarak tasvir edilmiştirler ve onlar sadece yok etmek için vardırlar, yaratmak için değil. Siyah kanlıdırlar, yeniden hayat bulan cesetlerdir. Orklar asker olarak kullanılır, uşaklık içindir. 
"Ork kadınları olmalıdır, fakat öykülerde orklardan, kötü efendilerin hizmetindeki ordularda görevli savaşçı askerler olmaları dışında pek bahsedilmediği için, onların yaşamları hakkında doğal olarak çok şey öğrenemeyiz. Pek bilinen bir şey yok."
Orklar Büyük Karanlık döneminde Melkor tarafından yetiştirilmiştir.

Orklar tam olarak ne zaman yaratıldığı belli değildir, ama Utummo'daki Elfler için olan savaştan öncedir. Melkor Orta Dünya’ya döndükten sonra Ork ordularını oluşturdu ve Beleriand İlk Savaşı'nda yer aldı. Orklar Dagor-nuin-Giliath savaşında da savaştı. 

Köken Tarihi 
Melkor, ta müzikle başlamıştı her şeyi bozmaya ve bütün hırsını müziğe yansıtmaya çalışmış ve müziği bozmuştu. Belki de sonradan yapacağı yaratıkları bu şekilde var edebilmişti.

Bazı elfler Melkor tarafından kaçırılarak kalesine götürüldü ve orada yıllarca süren işkence, kara büyü ile birlikte kötülükle dolduruldular. Böylece çıktı ortaya Orklar.

Çarpıtılmış Elfler
Tolkien bir sürü çeşitlemeden sonra, bu hikâyeyi oluşturmuş ve kabul gören görüş de bu olmuştur. Elfler Angband’a kaçırılarak orada çarpıtılmış ve orklar meydana gelmiştir. Yalnız Hobbit kitabında goblin çocuklarından söz edilir. Orkların üremesi bu bağlamda elfler gibi olduğu düşünülebilir. Ancak filmdeki gibi de üretiliyor olabilirler. Orkların ölümsüz oldukları konusunda kesin bilgi yoktur, ancak bu olabilir. Öldüklerinde ise ruhları Mandos’un Salonları’na gider mi bilinmez.

Düşmüş Maiar 
Orta Dünya Tarihi kitaplarında(özellikle Morgoth Rings’in “Myths Transformed” bölümlerinde) birçok bilgi vardır. Bazı Maiar’ın ork biçimini alarak bu formda yaşadığı ve Melkor’a hizmet ettiği söylenir. İlk Çağ’da; ork komutanı Boldog bunlardan biridir ve Hobbit kitabındaki Ulu Goblin de bunlardan biri olabilir.

Bu şeylerin bir kısmı belki de ilüzyon ve hayaletti ama bazıları vardı ki şüphesiz, Ilúvatar Çocukları'nın büründükleri tüm şekilleriyle alay edip onların seviyelerini düşürerek, Melkor'un hizmetkarlarının suretlerine bürünmüşlerdi.Çünkü Melkor'un emri altında çeşitli şekillere bürünebilen çok sayıda Maiar vardı.

“Boldog(…) birçok savaş hikâyesinde adı geçer. Lakin bu onun kişişel ismi değil, bir çeşit yaratık ismidir: Ork biçimli-Maiar. Sadece bunlar, Balroglardan daha az korkutucudur.”

“Melkor birçok düşmüş ruha sahipti, büyük Sauron gibi veya ondan daha güçsüz Balrog gibi ve en basitleri Orklar gibi.” 

 ORK-İNSAN MELEZİ

Melkor’un teğmeni, Büyücü Sauron, insanlarla Orkları melezleyerek, yeni bir Ork meydana getirmiştir. Bu Yüzük Savaşı sırasında da olmuş ve Saruman tarafından da yapılmıştır. Bu gerçekten da çok büyük bir kötülüktü. Dişi Ork olmadığına yönelik görüş fazla olduğundan, kadınlar kullanılarak bu melezler üretilmiş diyebiliriz. 



Dönüşmüş Hayvanlar 

Tolkien’in yazılarından bazılarında da Orkların, insan formuna dönmüş hayvanlar olduğudur. Bu da Melkor ve Sauron tarafından yapılmıştır tabiî ki.

“Orklar, hayvanların insan şekline dönüşmüş formlarıydı.”


ÖNEMLİ: Tolkien’in çalışmalarının son halinde Orklar, dönüşmüş Elflerdir. Diğer bütün görüşler oğlunun, notları ve diğer eski yazıları inceleyerek bulduğu ön çalışmalardır.



Goblin Ve Ork Ayrımı 

Aslında Goblin ve Ork aynı anlama geliyor diyebiliriz. Çünkü Tolkien, Hobbit kitabında onlara goblin demiştir. Sonraları Yüzüklerin Efendisini yazmaya başladığında onlara kendi oluşturduğu dil içerisinde Ork ismini seçmiştir.



Bazı Tanınmış Orklar 


Azog

Cüceler ve Orkların savaşı sırasında Moria’da bulunan Orkların komutanıdır. Azog büyük, kuvvetli ve çevikti. Kendini kral ilan etmişti ve sadece Moria’daki Orkların değil Dumanlı Dağlar’daki oOrkların hepsini yönetiyordu.

2790’da Cüceler Smaug tarafından Yalnız Dağ’dan kovulduklarından yirmi yıl sonra Thror ve Nar Moria’ya gittiler. Thror doğu kapısından girdi ancak geri dönmedi. Birkaç gün sonra Azog Thror’un başı ve vücudunu dışarı attı. Azog Thror’un alnına cüce rünleriyle kendi ismini kazıtmıştı. Azog Nar’ın suratına bir torba dolusu para fırlattı ve cücelere Moria’yı kendisinin yönettiğini söylemesini söyledi.

Ve Nar geldi, vücudün Thror’a ait olduğunu anladı; fakat kafası kesilmiş ve yanına atılmıştı. Orada saygıyla eğildiğinde bir Ork kahkahası duydu.

Eğer dilenciler kapıda beklemez içeri bir hırsız gibi girmeye çalışırsa işte onlara böyle yaparız. Eğer senin insanlarından biri daha sakalını kapılarımızdan içeri uzatırsa aynı şey başına gelir. Git onlara böyle de! Ve eğer ailesi burada Kral’ın kim olduğunu öğrenmek istiyorsa kafasında yazılı. Ben YAPTIM. Onu BEN öldürdüm. Ben EFENDİYİM.

Sonra Nar kafasını çevirdi ve cüce rünleriyle Azog yazısını gördü. Bu isim o günden sonra onun ve her cücenin kalbine dağlandı. Nar kafayı almak için eğildiğinde Azog ona bağırdı.

Bırak onu! Defol! Al, işte paranı sakallı-dilenci.

Küçük bir torba ona doğru fırlatıldı. İçinde birkaç madeni para vardı.

Thror’un oğlu Thrain 2793’te cücelerden bir ordu topladı ve orkların üzerine yürüdü. 2799’da Azanulbizar Savaşı, Dimrill vadisinde gerçekleşti. Nain, Moria’nın doğu kapısına geldi ve Azog’un çıkması için onu uyardı.

Azog dışarı çıktı ve Nain ile dövüştüler bir ara Nain tökezledi ve Azog onun boynunu kırdı. 

Ama Azog'un zaferi, kısa ömürlüydü. O, Orkların cüceler tarafından öldürüldüklerini gördü ve Moria’dan kaçmayı denedi; fakat diğer taraftan Nain'in oğlu Dain Demirayak geldi ve Azog’u öldürdü.

Azog’un başı kesildi ve bir kazığa geçirildi; ancak Cüceler Moria’ya giremediler; çünkü Durin’in Felaketi hala içerideydi.

Azog’un oğlu Bolg Moria’ya girdi ve Bolg, daha sonra Beş Ordular Savaşı’nda Orkların lideri olmuştur.



Boldog
İlk Çağ’daki, Orkların lideridir. Onun, düşmüş bir Maia ruhu olduğu söylenir ve Ork biçimini almıştır.



Bolg
Beş Ordular Savaşında Orkların lideridir. Bolg’un babası Azog, Dain Demirayak tarafından Azanulbizar Savaşında öldürüldü. Bolg, Thorin ve Kafilesi’nin Ulu Goblin’i öldürmelerinden dolayı onlara savaş açtı. Bolg, Dumanlı Dağlar’dan Orkları, Gri Dağlar’dan ise Wargları topladı. Beş Ordular Savaşında Bolg, Orkları ve Wargları yönetti. 

Karşıda ise Cüceler, Orman Elfleri ve Göl İnsanları vardı. Bolg iri ve silahlı Orklar tarafından korunuyordu. Thorin Meşekalkan bu savunmayı yarmaya çalıştı ama başarılı olamadı ve kısa bir süre sonra etrafını çevirdiler ve onu yaraladılar.

Ardından Kartallar ve ayı formunda olan Beorn geldi. Beorn, Bolg’u öldürdü ve Thorin’in 
vücudunu oradan aldı. Sonunda Orklar ve Warglar yenildi.



Golfimbul
Dumanlı Dağlar’da ki Orkların lideridir. 2747 yılında Dumanlı Dağlar’dan bir ordu topladı ve Shire’a doğru yürüdü. Orklar, Bandobras Took tarafından yönetilen Hobbit topluluğu tarafından bozguna uğratıldılar ve Bandobras, Golfimbul'a saldırarak kafasına çelik bir sopa ile vurdu. Bu olay, kimilerine göre golf oyununun nasıl başladığını ifade etti. 
Yeşiltarlalar Savaşı, Shire sınırları içerisinde gerçekleşen ilk savaştı. Bu savaşın ardından Shire, 3018-19'da gerçekleşen Yüzük Savaşları'na dek barış içerisinde kalmıştır. Bu dönemde yapılan Subaşı Savaşı ise Shire'da gerçekleşen ikinci savaştı.



Gorbag
Minas Morgul Orklarının lideridir. Gorbag bir Uruk’tu. O ölü şehirde Nazgul’e hizmet ediyordu ama bundan çok mutsuzdu. Bu yüzden Crith Ungol Orklarından Shagrat ile işbirliği yaptı.

Ancak Gorbag savaşın planlarına göre gitmeyeceğini anladı. Cirith Ungol’ün merdivenlerine casuslar yolladı ve raporlarlar doğrultusunda 80 Orkla Crith Ungol’e gitti. 13 Mart 3019’ta Shagrat’ın birliği ile karşılaştı ve Frodo’nun vücudunu buldu.
Gorbag Shelob’un ağlarıyla sarmalanan Frodo’nun öldüğünü sandı; ancak Shagrat onun sadece zehirlenmiş olduğunu söyledi. Gorbag etrafta bir Elf savaşçısı olduğu konusunda Shagrat’ı uyardı ancak Shagrat onun uyarısını dikkate almadı.

Frodo sorgulanmak için Cirith Ungol kulesine getirildi. Gorbag, Mithril zırhı buldu ve ona göz koydu; ama Shagrat onun Büyük Göz’e gitmesi gerektiğini söyledi ve kavgaya tutuştular. Gorbag Shagrat’ı bıçakladı; ama Shagrat onu boğdu ve onu bıraktı ama Gorbag ölmemişti. Kırık bir mızrak ile Shagrat’a saldırdı ve ondan Mithril zırhı almayı denedi. Shagrat Gorbag’ın boğazını kesti ve onu öldürdü.



Gorgol
Birinci Çağ’da yaşamış bir Ork şefidir. Lakabı “Kasap”tır. Beren tarafından öldürülmüştür.



Gothmog
Minas Morgul’un vekilidir. Gothmog 15 Mart 3019’da Pelennor Çayırları’nda ki savaşta ikinci komutandı. Komutanı-Nazgullerin Lordu- ona orduları yollamasını emretti.
Gothmog’un güçlerinin içinde Doğulular,Güneyliler, Variaglılar ve Haradlı İnsanlar vardı.Savaş ilk başlarda Gothmog’un lehinde gidiyordu ancak sonra Rohan ve Aragorn’un gelişiyle aleyhine döndü ve Gothmog’un birlikleri yok edildi.

Not: 
Yüzüklerin Efendisi filminde Gothmog bir Ork olarak resmedilir ancak kitapta, Gothmog'un bir Ork, Nazgûl veya farklı bir yaşam formu olup olmadığı belirtilmez.



Grishnâkh
Karanlık Kule’nin Orklarının lideridir. Grishnâkh kısa, geniş, kolları ve bacakları eğik bir Orktu. Sauron Kardeşlik’in Moria’dan geçtiğini öğrendiği zaman Grishnâkh 18 Ocak 3019’ta Mordor’dan ayrıldı.

Grishnakh, 26 Ocak'ta Sarn Gebir'in yakınından Anduin'i geçti ve Kardeşlik’in seyahatinin haberleriyle Isengard'a yolculuk yapan habercilerle karşılaştı. Grishnâkh daha sonra Anduin'in doğu kenarına döndü ve Nazgul'e rapor verdi.
2 Şubat’ta Grishnâkh, Isengard Urukları ile işbirliği yapmak için emir aldı. 10 Şubat’ta Sarn Gebir’de Ugluk ve Isengard’lı uruklarla karşılaştılar.22 Şubat’ta casuslar Kardeşlik’in botlarla geldiğini haber verdiler. Grishnakh’ın orkları Nazgul’e katıldılar. Kardeşlik Sarn Gebir’de iken Orklar saldırdı, Kardeşlik batı kıyısına sığındı ve Legolas Nazgul’ün bineğini vurdu.

Grishnakh, Kardeşlik’i izlemek için batı kıyısına geçti. 25 Şubat’ta Emyn Muil’de Ugluk ve Isengard’lı uruklarla karşılandılar. Sonraki gün Amon Hen’de Kardeşlik ile karşılaştılar. Boromir öldürdüler, Merry ile Pippin’i kaçırdılar.

Grishnakh, Isengardlılar’a ve Saruman’a güvenmiyordu. Grishnakh Hobbitler’in Mordor’a gitmesi söyledi ve Ugluk ile savaştılar. Ardından Grishnakh grubu bıraktı ve 27 Şubat’ta Nazgul ile karşılaştı. Nazgul, Ugluk ve urukları takip etmesini söyledi. Grishnakh onlara yetişti ama Eomer ve süvariler Fangorn Ormanı’nın kıyısında onları yakaladılar.

Rohirrim saldırdığında Grishnakh’ın eline Merry ve Pippin’i yakalamak için bir fırsat geçti. Pippin onu Yüzük konusunda kandırdı ve muharebeden dışarıya çekti; ancak bir atlı tarafından öldürüldü.



Lagdu
Cirith Ungol Kulesi’nde bir Orktur. Lagduf Shagrat’ın birliğindeydi. Gorbag’ın birliğinin saldırısı sırasında Muzgash ile dışarı kaçtı. Dışarıda Sam onları izlerken birkaç Orkla savaştı ve öldü.



Lugdush
Isengard uruklarından biridir. Ugluk’un birliğindendir. 3019’un Şubatı’nda Hobbitleri yakalamak için Saruman tarafından gönderildiler. Uruklar bilmeseler de yanlış Hobbitleri kaçırdılar.

Fangorn Ormanı kenarında Eomer ve süvariler tarafından kuşatıldılar. Ugluk, Lugdush’ı Hobbitlere bekçi olarak atadı ama Rohirrim saldırdığında onları bırakıp gitti.
Hobbitler Yüzük’ü isteyen Grishnakh’ı kandırdılar. Lugdush ve bütün Uruklar öldürüldü.



Mauhur 
Isengard Orkudur. Mauhur bir Uruk-Hai de olabilir. 28 Şubat gecesinde Mauhur, Ugluk’un birliğine yardıma geldi. Ugluk’un birliği Eomer ve Süvariler tarafından kuşatılmıştı. Ugluk saldırmadı çünkü Mauhur’un geleceğine inanıyordu. Ancak Rohirrim Mauhur’un birliğini dağıttı ve hepsini öldürdü.



Murgash
Bu filmdeki bir Orktur. Gothmog komutasındaki Maronnon Orkudur. Kara gemilerden inen Aragorn ve diğerleri; onu ve yanındakileri öldürmüştür.



Muzgash
Shagrat’ın komutasındaki bir Orktur. Kulede çıkan savaşta ölmüştür.



Radbug 
Cirith Ungol kulesindeki Orklardan biridir. Shagrat tarafından öldürülmüştür.



Shagrat
Cirith Ungol kulesinin yöneticisidir. Büyük, kolları ve ayakları eğri bir uruktu.
3017’de Shagrat Gollum’u Karanlık Kule’den serbest bıraktı. 13 Mart’ta Gorbag ve birliği ile karşılaştılar. Shagrat Shelob’un İni’nin yakınında Frodo’nun vücudunu buldu. Frodo’nun ölmemiş olduğunu söyledi ve onu Cirith Ungol’e taşıdılar. 



Snaga(Mordor Orku)
Mordor Orkudur. Shagrat onu Karanlık Kule’ye haberci olarak göndermek istemiştir ancak Snaga merdivenlerde Sam’i elf savaşçısı zannedip kaçmıştır. Shagrat onu bulmuş ve kovalamıştır ancak Snaga kaçmıştır. Snaga daha sonra Frodo’nun bulunduğu odaya gidip Frodo’yu kırbaçlamıştır; ama Sam arkadan gelip onu öldürmüştür.



Snaga(Isengard Uruk’u) 
Isengard Uruk’udur. Ugluk’un birliğindendir ve önden gidip casusluk yapıyordu. Süvariler onu gördüler ve takip ettiler. Ardından bütün birliği yok ettiler.



Ufthak
Cirith Ungol Orklarından biridir. Shelob tarafından yakalandı ve diğerleri tarafından asılı olarak bulunmasına rağmen, ona yardım etmemişlerdi.



Ugluk
Isengard Urukları’nın komutanıdır. Ugluk büyük ve siyah bir uruktu. Güneşten rahatsız olmazdı.

18 Ocak 3019’da Moria’dan gelen haberciler, Kardeşlik’in Moria’dan geçtiğini ve güneye doğru ilerlediklerini bildirdiler. Saruman, Ugluk tarafından yönetilen bir birlik yola çıkardı.
Ugluk Tek Yüzük’ü bilmiyordu ama Hobbitlerin değerli bir şeyler taşıdıklarına inanıyordu.
22 Ocak’ta Moria’ya ulaştılar ve dağ Orklarından bir kuvvet topladılar. Ugluk ve birliği Gollum’u yakaladı. Ugluk bundan sonra Hobbitlerin Saruman’ın istediği bir şeyi taşıdıklarını anladı. Gollum kaçtı. Ugluk’un birliği gelen takviyelerle birlikte 80 Uruk-Hai ve 100 Orktan oluşuyordu.



Ulu Goblin
Dumanlı Dağlarda’ ki Goblinlerin lideridir. Ulu Goblin diğerlerine göre çok büyüktü. O Yüksek Geçit’teki Goblinlerin şefi oldu.
2941’in yazında Thorin ve Kafilesi ön girişinde ele geçirildiler ve Ulu Goblin’e getirildiler.O büyük koruyucular tarafından korunuyordu. Ulu Goblin cücelerin Dumanlı Dağlar’da ne yapmak istediklerini sordu.

Thorin'in, meşhur elf kılıcı Orcrist'i taşıdığı ortaya çıktığı zaman, Ulu Goblin öfkeden çılgına döndü ve Thorin'in üzerine atılarak ona saldırdı. Çünkü Goblinler bu kılıçtan korkmaktaydı ve ona Isırıcı ismini vermişlerdi. Ama tam bu sırada Gandalf ortaya çıktı ve kılıcı Glamdring'le Ulu Goblin'i katletti.

Ulu Goblin'in öldürülmesi, Puslu Dağlar'daki Orkları son derece öfkelendirdi. Azog'un oğlu Bolg, Orklardan ve Warglardan oluşan büyük bir ordu meydana getirdi. Bolg'un kuvvetleri, Thorin ve Kafilesi'nin izini Yalnız Dağ'a kadar takip ettiler. Yalnız Dağ’da Cüceler, Kuyutorman Elfleri ve Dale İnsanları ile Beş Ordular Savaşı’na girdiler.



İlk Çağ
İlk Çağ’da, Orklar Morgoth'un ana savaş gücünü oluşturdular. Beleriand savaşları katılmak için, yüzlerce binlerce Ork Angband'da yetiştirildi ve 587 yıl sürdü.
Orkların İlk Çağ’da ortaya çıkışı Lammoth Savaşı'ndadır, ama Orklar Fingolfin ve Noldor tarafından yenilgiye uğratıldı. Orklar, Dagor Aglareb, Dagor Bragollach, Nirnaeth Arnoediad, Falas gibi savaşlarda yer aldılar, ve son olarak da Öfke Savaşı’nda ama yenilgiye uğradılar. Yenilgi sonrası hayatta kalanlar doğuya doğru kaçtılar. Angmar'ın dağlarına ve Ered Mithrin'e sığındılar.

İkinci Çağ
Yaklaşık olarak bininci yılda Sauron gelince tekrar ortaya çıkıverdiler, Mordor'da ikamet ettiler ve Barad-dur'un inşaatında görev aldılar. Karanlık Lord, Orta Dünya'nın özgür halklarını devirmek için incelikli bir yol bulduğundan dolayı uzun bir süre Sauron'un pis hizmetkârları Orta Dünya için önemli bir rol üstlenmediler.

Sauron ve Elfler Savaşı sırasında, 1700’lü yıllarda, Orklar Sauron'un ana gücünü oluşturdu ve Orta Dünya’yı tehdit eder hale geldi. Orkların sayıları çok fazla olmasına rağmen Sauron, Elfler ve Númenóreanlar'ın birleşmiş güçlerine karşı gelemedi ve yenilgiye uğratıldı. 

Sisli Dağlar'ın Orklarına karşı Cüceler ile savaş başladı ve bu savaş Gundabad'ın Birinci Yağması'yla sonuçlanıp Orklar tarafından işgal edildi. Sonunda Orklar Son İttifak Savaşı'nda Sauron'un çekirdek kuvvetini oluşturdu ve Dagorlad Savaşı, Barad-dur Kuşatması gibi büyük savaşlarda rol aldılar.

Üçüncü Çağ
Üçüncü Çağ boyunca, Angmar'ın Cadı Kralı ve Sauron'un standart askerleri oldular.
Angmar'da, Orklar Angmar Savaşı’nda savaştılar. Yıllar sonra, Cadı Kral önderliğinde Eriador'u işgal ettiler.
Mordor Orkları, Yüzük Savaşları sırasında Pelennor Çayırları Savaşı gibi büyük savaşlar savaştı, ancak tüm Mordor gücü Morannon Savaşı'nda yok edildi.

Dördüncü Çağ ve Ötesi
Yüzük Savaşı'ndan sonra Sauron'un bütün kuvvet tahrip edilmesine rağmen, birçok orklar Dumanlı Dağlar altında yaşamaya devam ettiği varsayılır.



Ork Kültürü
Tolkien, ork kültürü ve eşyaları hakkında ayrıntıya girmez. Orklarda da bir çeşit şifa kültürü olduğu biliniyor (Hobbitleri kaçıran ork birliği, Merry'nin yarasına sert bir iyileştirici tatbik eder). Orkların zırhları, elflerinki kadar kaliteli olmasa da işe yarar sağlamlıktadır. Kamaları ve okları zehirlidir (Aragorn'un Sam'in yarasını tedavi ederken belirttiğine göre zehirli bıçak yarası almamakta Sam talihliydi). Orklar, Isildur'u zehirli oklarla vurmuştu.

Korkunç şarkılar söylemeyi severler (Hobbit'te olduğu gibi). Dumanlı Dağlar Goblinleri işkence aletleri ve öldürücü eşyalar tasarlayabilen minik yapılı bir ork türüdür.



Beslenme kültürü
Hobbit'te Tolkien orkları "daima aç" olarak resmeder. Ancak eserin üslûbu dikkate alındığında bunun bir mübalağa olup olmadığı belirsizdir. Orklar atlar ve insanlar da dahil her türlü eti yerler. Orkların kendi türlerini de yediklerine dair kesin bir ifade geçmese de, Orkların kendi türlerini de yiyebileceklerine dair üstü kapalı ifadeler vardır. İki Kule'nin Üçüncü Bölümü'nde Mordor Orkları’nın lideri Grishnákh, Saruman’ın Urukları’nı Ork eti yemekle itham eder, muhatabı ise bunu kızgın bir şekilde inkar eder. Buradan anlaşılan yamyamlığın Ork toplumunda bir tabu olduğudur, ya da Orklar kendi türlerini yemeyi aşağılık bir beslenme veya kendi türlerini zayıflattığı için aptallık olarak görürler. Cirith Ungollu Shagrat, zehirlenmiş halde yerde yatan Frodo'nun yahni olması gerektiğini söyleyen muhatabına asıl kendisinin yahni olması gerektiğini söyleyerek çıkışır. Buradan orkların yahni tarzında bir yemek yaptıkları biliniyor. Daha sonraları Shagrat kamasındaki Ork kanını yalamakta bir sorun görmeyecektir ki bir çeşit yamyamlık olarak telakki edilebilir. Sonraki bir olayda Shagrat itaatsizlik eden bir Snaga'yı kendisini yemekle tehdit eder; bununla birlikte bu tehdit muhtemelen bir kızgınlık ifadesidir.



Orklar ve kötülük
Orkların iyiliğe ve kötülüğe meyli konusunda Silmarillion'daki bir bilgi bir ipucu verir; Dagorlad Savaşı ve peşinden gelen Barad-dûr'un kuşatılışı ile ilgili olarak "Bütün canlı varlıklar o gün ikiye ayrılmıştı, her türden bir kısım, hatta dört ayaklılar ve kuşlar bile her iki orduda saflarını almıştı, sadece elfler hariç. Elfler, bölünmemiş bir hâlde Gil-galad'ın emrindeydi. Cücelere gelince, birazı diğer saftaydı, fakat Morialı Durin'in akrabaları Sauron'un karşısında yer aldı." (Güç Yüzüklerine ve Üçüncü Çağ'a Dair). Sadece elflerin tam birlik olduğu bilgisi dikkate alındığında, buradan yola çıkarak en azından bazı Orkların Sauron'a karşı savaştığı sonucu çıkmaktadır, yine de bu, metnin aşırı yorumlanması olarak değerlendirilebilir. Sauron'a karşı değilse bile, Orkların birbirleriyle sık sık savaştıkları bilinir.