Eru Ilúvatar
J. R. R. Tolkien'in kurgusal Orta Dünya evreninde her şeye gücü yeten tek yaratıcıdır. Bununla beraber, Eä'da yapılacak birçok iş için Ainur'u yetkilendirmiştir. Arda'yı (Dünya'yı) şekillendirmek de bu işlerden birisiydi. Eru, Tolkien'in Silmarillion'unda önemli bir karakterdir. Bunun yanında, Hobbit, Yüzüklerin Efendisi gibi çok daha ünlü eserlerinde üstü kapalı olarak bahsedilir (Yüzüklerin Efendisi'nde Númenor'un Çöküşü'nden bahsedilen Ek A'da Tek Olan diye anılır).
Yaratıcı sıfatıyla Eru
Quendi (Elfler) ve Atani (İnsanlar) Eru tarafından yaratıldı. Silmarillion'da bu iki ırk Ilúvatar'ın Çocukları olarak adlandırılır. Cüceler, Aulë tarafından yaratıldılar ve Eru onların da yaşamasına müsaade etti ve onları akıl sahibi kıldı. Hayvanlar ve bitkiler, Manwë ve Varda tarafından şekillendirildi. Manwë, Eru'dan, hayvanlara ve bitkilere de akıl vermesini diledi. Bir görüşe göre Yüzüklerin Efendisi ile Hobbit'te bahsedilen Kartallar, Maia ırkından olabilir. Ayrıca, Oromë'nin av köpeği Huan'ın -Kendisi de bir Maia olan Sauron'u dövüşte yendiği dikkate alınırsa- Maia olması ihtimali vardır. Bir başka görüşe göre, Huan'ın bilinç seviyesi ve akıllılığı -her ne kadar sadece Eru'nun yarattığı orijinal bağımsız akıllılık gibi olmasa da- Valar'ın yaratıklara nimet bağışlama yetkisinin genişliğini göstermektedir. Melkor, Eru'nun yarattıklarını taklit ederek yaptığı yaratıklara görece farklı şekiller verebilmeyi başardı (Orklar, Ejderhalar, Devler). Bununla beraber orklar muhtemelen bozulmuş elflerdir, dolayısıyla Ilúvatar'ın Çocukları'ndan türetilmişlerdir.
Eru ,Gizli Ateş'e sahip olan tek varlıktır. Bu yüzden Tolkien'in evreninde, ayrı bir can yaratabilecek tek varlık Eru'dur. Bütün yaratılmışlar Eru tarafından yaratılmasa bile Eru tarafından kutsanmadıkça varlığa bürünemezler. Melkor, Gizli Ateş'i arzuladı ve boşu boşuna ele geçirmeye uğraştı. Başarısız oldu, çünkü ateş Eru'nun içindeydi. Melkor, bu yüzden orijinal hiçbir yaratık yapamadı. Tek yapabildiği Eru'nun yarattıklarını bozup değiştirmek oldu.
Eru'nun Arda tarihine doğrudan etkileri
Eru, sadece mutlak gereklilik içerdiğinde Arda üzerinde kendi gücünü faaliyete geçiriyordu. Arda'yı Eru yarattı. Ayrıca Elfleri ve İnsanları bizzat yarattı ve uyandırdı. İkinci Çağ 3319'da Ar-Pharazôn ve ordusunun cesedleri Aman kıtasına vurduğunda Eru, ölü bedenleri bizzat toprağa gömdü. Daha sonra -İkinci Çağ'ın bitimini getiren olaylar zincirinin bir parçası olarak- o güne dek düz olan Arda'nın şeklini küresel yaptı, Númenor kıtasını denize batırdı ve Ölümsüz Topraklar'ı dünyanın atmosferinden ötelere taşıdı. Gandalf, Balrog'la yaptığı savaşta öldüğünde ona tekrar yaşam vermek Valar'ın gücünün ötesinde bir işti ve Eru Ilúvatar aracısız devreye girerek Gandalf'ı bedenine döndürüp geri yolladı.
Tolkien'in dinî inancında Eru'nun yeri
1954'te Oxford'daki Katolik yayınları satan Newman Kitabevi'nin yöneticisi Peter Hastings'e yazdığı bir mektubun taslağında Tolkien'in bu mesele üzerinde net bir açıklama yaptığı görülür. Koyu bir Katolik olan Tolkien mektupta, yazdığı efsanelerdekine uygun şekilde, Tanrı'nın ortodoks olmayan tanımını, mutlak gizli mahiyetini benimsediğini belirtiyor.
Sonsuz yaşamla vasıflandırılmış olan elflerin reenkarne olmaları (başka bir bedende hayata dönmeleri) ihtimaliyle ilgili olarak Hastings şöyle yazmıştır:
Tanrı, bildiğimiz hiçbir yaratıkta böyle bir iş gerçekleştirmedi, bana öyle geliyor ki böyle gerçekliğin meydana gelmesi bizi bir alt-yaratıcı kavramına doğru götürüyor. Çünkü bir alt-yaratıcı yaratan-yaratıcı arasındaki işlerle ilgili bir faaliyette bulunduğu takdirde, daha önce yaratıcı tarafından kullanılmış yöntemleri kullanmak mecburiyetindedir.
Tolkien'in cevabî yazısı, ilahî yaratış ile sunî alt-yaratış arasındaki ilişkiyi şöyle açıklar:
İlahî yaratışla, alt-yaratışların doğasını birbirinden tamamen ayırt etmek durumundayız. Şunu belirtmeliydim ki "yaratıcının kullanmış olduğu yaratış yöntemlerinden bağımsız" oluş, Tanrının mutlak gizli mahiyetine hürmeten, "alt-yaratış"ın temel fonksiyonudur...Bir metafizikçi değilim, fakat bunun garip bir metafizik meselesi olduğunu düşünmeliydim. Bir tane yol değil, aslında potansiyel olarak sayısız yaratış yolu vardır, -bizim de sınırlı olarak sezdiğimiz- bilinen yaratış yolları, Tanrı tarafından kullanıldığında etkili olan ve ancak onun tarafından kullanılması geçerli olan yöntemlerdir.
Hastings ayrıca Tom Bombadil'in kim olduğunu açıklamak için Altınyemiş'in söylediği "O mevcuttur" ifadesini Bombadil'in Tanrı olduğu anlamını ima ettiği için eleştirmiştir.
Tolkien, cevabî yazısında:
Tom Bombadil konusuna gelince, bu konu üzerinde -esas noktayı ihmal edecek şekilde- fazla ciddi olduğunuzu düşünüyorum...Bu tutumunuzla bana az çok, (günümüz) Katoliklerinin rahiplere Baba (Peder) demesine -baba unvanının sadece İlk İnsan'a ait olduğu düşüncesiyle- karşı çıkan Protestan görüşünü hatırlatıyorsunuz.
Esinleniş ve kurgunun gelişimi
Efsanenin ilk versiyonlarında Ilúvatar ismi İngilizce'ye "Father for Always" (Mutlak Tanrı) olarak çevrilmişti (bkz. Kayıp Öyküler Kitabı, Orta Dünya Tarihi serisinin ilk iki kitabı olarak yayımlandı), daha sonraları "Sky-father" (Gök Tanrı) olarak çevrildi , fakat bu anlamlar daha sonra yerini daha yeni bir anlama bıraktı. Ilúvatar, ilk zamanlarda Tanrı için kullanılan tek isimdi, daha sonra Orta Dünya Tarihi serisinin onuncu bölümü olan Morgoth'un Yüzüğü'nde "Aman Yıllıkları" kısmında Eru ismi ilk kez yer aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder